İçeriğe geç

Milli Mücadeleyi destekleyen gazeteler nelerdir ?

Milli Mücadeleyi Destekleyen Gazeteler: Bu İşte Bir Basın Gücü Var!

Merhaba sevgili okurlar! Bugün tarihe dalmak için başımızı ciddi şekilde eğmeyeceğiz, aksine biraz kafamızı kaldırıp gözlükleri takıp mizahi bir şekilde bakacağız. Çünkü, hadi itiraf edelim, Milli Mücadele sadece kahraman askerlerin kahramanca duruşlarıyla değil, o zamanın gazete sayfalarına da yansıyan cesur yazılarla bir şekilde hayat buldu. Evet, gazeteler! Ne de olsa o zamanlar sosyal medya yoktu, bir tweet atıp “Hadi arkadaşlar, istiklal için ayağa kalkıyoruz!” demek de mümkün değildi. Peki, o dönemin gazetecileri nasıl bir iş başarmış? Haydi gelin, birlikte biraz gülümseyerek bakalım!

1. Hâkimiyet-i Milliye: “Başka Türlü Olmaz”

Öncelikle, karşımıza çıkaran ilk gazete, “Hâkimiyet-i Milliye.” Hani şu “özgürlük” isteyenlerin bayraklaştırdığı, kendi iradesini elinde tutmak isteyenlerin sabah kahvelerine eşlik ettiği gazete! Bu gazete, Milli Mücadele’nin basılı sesi gibi bir şeydi. Adı zaten, “Halkın Egemenliği” anlamına geliyor. Ama işin komik kısmı, dönemin gazetecilerinin stratejik bakış açısıyla bunu tamamen “işe yarar bir reklam” haline getirmeleri. “Hâkimiyet-i Milliye” adeta “Toplantılar, mitingler, direnişler hepsi burada!” yazılı bir pankart gibiydi. Söz konusu bağımsızlık olduğunda, bu gazetenin yayınları kadar hiçbir şey “ofansif” olamazdı.

Strateji konusunda erkeklerin çözüm odaklı bakış açısını görmek mümkün. Gazeteciler, halkı yalnızca bilgilendirmeyi değil, aynı zamanda onları organize etmeyi de başarmışlardı. Kısacası, o zamanlar Hâkimiyet-i Milliye okumak, Milli Mücadele’yi desteklemek gibiydi. “Günümüzün gazete influenceri!” diye de esprili bir yorum yapabiliriz, değil mi?

2. İrade-i Milliye: Kadınlar Gibi Güçlü, Kadınlar Gibi Dayanıklı!

Bir de “İrade-i Milliye” var tabii. Hem adı hem de misyonu itibariyle oldukça dikkat çekici. Ama burada devreye kadınların empatik ve ilişki odaklı bakış açıları giriyor. Evet, bu gazete, bir anlamda halkı sadece bilgilendirmekle kalmıyor, aynı zamanda moral kaynağı oluyordu. Kadınlar, “hadi biraz da kalp çalıştıralım” diyerek, sadece silah ve stratejiyle değil, duygusal destekle de bu mücadeleyi destekliyorlardı. Bunu en iyi “İrade-i Milliye” gazetesinin sayfalarında bulabilirsiniz. Her yazı, bir anlamda halkı bir arada tutma çabasıydı. Empatiyi ve dayanışmayı ilke edinmiş, tabii bir de “güçlü bir ulusal kimlik” hayaliyle!

Bunu mizahi bir açıdan düşünün: Bir kadının ‘durum tespiti yapması’ gibi! Gazete, tıpkı kadınların toplumsal bağları güçlendiren bakış açılarıyla halkın birliğini sağlamaya çalışıyordu. “Hadi kadınlar, biraz daha güçlü olalım, direncimizi gösterelim” gibi!

3. Anadolu’dan Seslenen Sözler: “Söz Veriyoruz, Direniyoruz!”

Ve tabii ki, “Anadolu” dergisi de unutmamalı. Sadece erkeklerin çözüm odaklı bakış açısını değil, kadınların sosyal ağlarla etkileşimde bulunan, daha derin duygusal bağlar kurarak insanları harekete geçiren gücünü de hissettiren bir gazeteydi. Anadolu, o dönemin gücüyle şekillenmişti. Bu gazete, tıpkı güçlü bir takım kurmak gibi, Anadolu’nun her köyünden, kasabasından, şehrinden sesler getiriyordu. Eğer o dönemde Twitter olsa, kesinlikle ‘#AnadoluDirenişi’ etiketini görürdük. Yani, şunu söyleyebiliriz ki: Bu gazete, halkın direncini yükselten, moral kaynağı olan ve en önemlisi de çok sesli bir yapıya sahipti!

4. Aydınlık Gazetesi: “Biraz da Aydınlıktan Bahsedelim!”

Bir de “Aydınlık” gazetesi vardı ki, adından anlaşılacağı üzere biraz daha farklı bir bakış açısına sahipti. Aydınlık, aslında aydınlanma çabalarını simgeliyor. Yani, hepimiz aslında o dönemin gazetecilerinin işini biraz şaka maka yaparak, ama aynı zamanda ciddi bir şekilde yürütmeye çalıştığını anlamalıyız. Ne de olsa, bazen en iyi strateji, en parlak fikirler ortaya çıktığında, toplumun sağduyu ve düşünsel dayanışmasıyla şekillenir. Aydınlık gazetesinin de halkı aydınlatmak ve Milli Mücadele’ye desteği organize etmek için özel bir görevi vardı.

Bu gazete, aslında biraz “strateji ve empati”yi birleştiren bir ortam gibiydi. Kadınlar daha çok empatik yönüyle, toplumun birbirine bağlılıklarını güçlendirirken, erkekler stratejik bir zihinle halkı ikna etmeye çalışıyorlardı. Aydınlık, kadınların duygusal zekâsı ve erkeklerin stratejik zekâsını bir araya getirerek başarılı bir etki alanı oluşturmuştu.

Sonuç: Birlikte Direnen Gazeteciler, Birlikte Direnen Toplumlar

İşte karşınızda, bir dönemin kahraman gazeteleri! Hâkimiyet-i Milliye, İrade-i Milliye, Anadolu ve Aydınlık… Ne kadar da ilginç değil mi? Gazeteciler, sadece kağıtlara yazı yazmadılar; aynı zamanda bir halkın iradesini yazdılar. Gerek stratejik gerekse empatik bir bakış açısıyla, halkı doğru yönde harekete geçirebildiler. O zamanlar gazeteciler, halkı derinden etkileyen, bazen hüzünlü bazen de cesaret verici yazılarla halkı motive ediyordu.

Şimdi, bir düşünün; eğer o günlerin gazeteleri bugüne ait olsaydı, neler yazarlardı? Hangi başlıklar altında “günün gazetesine” göz atardık? Yorumlarda bu fikrinizi paylaşın, bakalım bu soruya nasıl cevap verirsiniz!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino şişli escort
Sitemap
pubg mobile ucbetkomAlfabahisbetkom