İmtina Edeceğim Ne Demek? Hayatın Küçük Anlarında Cevaplar Ararken
Kayseri’nin soğuk bir sabahında, sabahın erken saatlerinde evden çıkıp işime doğru yola koyulurken bir anda aklıma takıldı. İmtina ediyorum, dedim kendi kendime. Ama gerçekten ne demekti bu? Tüm bunları düşündükçe içimde bir soru oluştu: İmtina ediyorum… Ama neden? Aslında cevabı ararken, son birkaç gündür yaşadığım olayları hatırladım. O an, bu kelimenin anlamı çok daha derinleşmeye başladı.
Bir Sabaha Başlangıç: Kaybolan Cümle
İmtina edeceğim ne demek? Bu cümleyi ilk kez, sabah kahvemi içerken okuduğum bir yazıda gördüm. O kadar basitti ki, ama birden kafamda yankılanmaya başladı. “İmtina etmek” ne demekti? Hemen telefonumu elime alıp, kelimenin anlamına baktım. “Bir şeyden kaçınmak, bir şeyden imtina etmek” diyordu sözlük. Ama ben de şunu düşündüm: Bunu hayatımda ne zaman kullandım? Hangi durumlarda “imtina edeceğim” diyebilirdim?
O gün, sabah işe gitmek için yola koyulurken, birden aklıma geldi. Her şeyin daha kolay olabileceği bir dünyada, neden bir şeylerden kaçınırız? Bazen basit bir karar bile, ne kadar karmaşık hale gelebiliyordu. İşte tam da bu noktada, imtina etmek kelimesi, içimde yoğun bir anlam kazandı. Bunu anlamaya çalışırken, hemen gündelik hayattan bir örnek aklıma geldi.
Hayatın Küçük Kararları: İmtina Edilen Bir Yolda
Bir gün, işyerinde bir arkadaşım bana bir teklifte bulunmuştu. “Hayatını değiştirecek bir fırsat” gibi gelmişti, ama ben yine de tereddüt ettim. Çalışma temposu, sorumluluklar, hayatın bana yüklediği beklentiler… Hepsi bir araya gelince, “Evet” demek çok daha zor hale geldi. O an düşündüm: Neden imtina ediyorum? Neden bir fırsatı değerlendirmekten kaçınıyorum?
İmtina etmek, sadece bir şeyden kaçmak değil aslında. Bazen hayat, karşılaştığımız fırsatlara, karşımıza çıkan yollara imtina etmek zorunda bırakıyor. O fırsatları kabul etmek, hayatı daha kolay bir hale getirebilirken, bazen korku, belirsizlik ve kaygılar bizi geriye çekiyor. “Bir şeyden imtina etmek” sadece fiziksel bir uzaklaşma değil, duygusal bir mesafe koymak demekti. Bunu ilk defa o gün fark ettim.
O an bir karar vermem gerektiğini fark ettim. İşte o zaman, işyerimdeki bir fırsatı değerlendirmek için cesaretimi topladım ve “Evet, kabul ediyorum” dedim. Ama derinlerde bir yerlerde, imtina etmek için de birçok sebep vardı. Belki de büyümek, bir adım atmak, alıştığın düzeni değiştirmek zordu. Ama aslında, imtina etmeyi seçmek de bir anlamda kendime karşı bir teslimiyetti. O gün, içimde hem bir rahatlama hem de bir kaygı hissettim.
İmtina Edilen Anlar ve Sonraki Adımlar
İmtina edeceğim ne demek sorusu, o günden sonra beynimde her zaman çınladı. Çünkü bazen, hayatta karşımıza çıkan en iyi fırsatlar, aslında o kadar basit ve doğal görünür ki, onları değerlendirmek istemeyiz. Geriye adım atmak, belirsizliklere ve değişimlere imtina etmek gibi görünse de, bu bir tür cesaret de gerektiriyor. İmtina etmek, bazen bir adımı geri atmak ama sonrasında daha sağlam ilerlemek anlamına da gelebilir.
O gün, işe gitmek için metrobüse bindiğimde, etrafımda o kadar çok insan vardı ki. Her biri kendi dünyasında, belki de bir şeylerden kaçınarak, belki de bir şeylere cesaret edemeyerek yaşıyordu. Metrobüs, hayatın o kadar küçük bir yansıması gibiydi. Duygularımı ve düşüncelerimi bir kenara koyup, etrafımdaki kalabalıkla aynı yolda ilerlemem gerekiyordu. Ama bir yandan da şunu düşündüm: Her insan, o kalabalık içinde bir şekilde “imtina etmek” zorunda kalıyordu. Kimisi hayatının yönünü değiştirmekten korkuyor, kimisi ise değişen dünyaya ayak uydurmaktan imtina ediyordu.
Sonuç: İmtina Etmek ve Gerçek Anlamı
Bugün, Kayseri’nin caddelerinde yürürken aklıma yine bu kelime takıldı: İmtina edeceğim ne demek? O kadar basit bir soru gibi görünüyor ama aslında bana hayatımı anlatıyor. Çünkü imtina etmek, bazen kaçmak değil, bazen de hayatın karmaşasıyla, belirsizliklerle yüzleşmektir. Ne zaman bir adım atmak için bir fırsat bulsam, işte o an imtina etme düşüncesi gelir. Ancak bu, kaçma değil, daha fazla düşünme, daha fazla sorumluluk alma isteğidir.
Hayatın bana sunduğu her fırsat, birer adım atma fırsatıdır. Bu fırsatları değerlendirmek, bazen belirsizliklerin ve kaygıların içinde ilerlemek demektir. Ve belki de en önemlisi, “imtina etmek” kelimesi, her anın bir anlamı olduğunun farkına varmamı sağladı.